bir röpörtaj
İşte o küçük kadınlar
Sinem VURAL
Kanal D’de bu akşam saat 20.00’de ekrana gelecek "Küçük Kadınlar" dizisi, aynı adlı sinema filminden esinlenilerek yaratılmış, yürekleri ısıtacak bir aile dizisi.
Beş kız kardeşin anne ve babalarının ölümünün ardından hayata tutunma çabalarını anlatan dizinin oyuncularından Ekin Türkmen, Hande Soral ve Fulya Zenginer’le konuştuk.
FULYA ZENGİNER
Hem rolüme hem ÖSS’ye çalışıyorum
n Yeliz nasıl bir karakter?
- Biraz fazla şımarık. Zengin bir ailede doğmalıymış! Biraz deli dolu ve heyecanlı. Kardeşleri Elif ve Armağan ile çok zıt bir karaktere sahip. Her evde mutlaka bulunan bir kız Yeliz, çünkü ergenlik çağına giren herkesin huylarını barındırıyor. Kendini çok önemseyen ve güzel olduğunu düşünen biri.
n Daha önceden birkaç oyunculuk deneyiminiz vardı sanırım...
- "Doktorlar" dizisinde bölüm oyunculuğu yaptım. Sonra da "İki Aile" dizisinde rol aldım.
n Oyunculuk eğitiminiz var mıydı?
- Konservatuvar sınavına hazırlanırken eğitim aldım. Liseyi geçen yıl bitirdim bir sene hazırlık dönemi gibi geçti.
n Bu tempoda çalışırken ÖSS’ye hazırlanmak zor olmuyor mu?
- Geçen yıldan alıştığım bir şey bu benim için. Dershanede burslu okuyan bir insan olarak derslerde zorlanmam söz konusu değil. Bu işi severek yaptığım için dersler bana ağır gelmiyor. Başka bir iş yapsaydım, iki-üç saat uykuyla durup bu tempoya katlanamayabilirdim. Yaşadığım her an insanları izliyorum. Onların tepkilerini gözlemliyorum. Bazen kendimi dinleyip hangi olaylara nasıl tepkiler verdiğimi düşünüyorum.
EKİN TÜRKMEN
Konservatuvarda çok ağladım
n Canlandırdığınız Elif nasıl bir karakter?
- 22 yaşında ve en büyük abla. Önceleri prenses gibi. Klasik bir abla gibi değil ama annesiyle babası öldükten sonra o görevi almak zorunda kalıyor. Üniversite ikinci sınıfa giden bir hukuk öğrencisi. Yan köşkte yaşayan okul arkadaşı Ali ona aşık ama Elif’in haberi yok. Ali’yi hep arkadaş gibi görüyor. Okulda zengin arkadaşları var ama fakir bir ailenin kızı.
n Diziye nasıl dahil oldunuz?
- Çok güzel bir hikáye ve klasik bir senaryo. "Küçük Kadınlar" filminden ilham alınarak senaryolaştırılmış bir dizi. Senaryoyu ilk okuduğumda beni gerçekten heyecanlandırdı. Dizi kadrosu da çok güzeldi, teklifi hemen kabul ettim.
n Oyuncu olarak beş kardeşin içerisinde en deneyimlisi sizsiniz sanırım.
- Yedi yıldır oyunculuk yapıyorum. Armağan karakterini oynayan Hande Soral hariç, ekipteki herkesin oyunculuk deneyimi var. "Menekşe ile Halil" dizisinde oynadım en son. O dizi bittiği için "Küçük Kadınlar"ı kabul ettim.
n İlk kez "Ekmek Teknesi" dizisinde karşımıza çıkmıştınız. O zamandan bu zamana neler değişti?
- Her işte bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Oyunculuğumu çok geliştirdim diyemem. Bir şeyler yapmak istiyorum ama çok seçenek yok. Öğrenirken doğallığımı kaybetmemeye çalışıyorum. Savaş Dinçel ile çalışırken bize hoca gibi birçok şey öğretirdi. Ondan sonra onun gibi insanlarla çok çalışamadım.
n Okullu oyunculardansınız. Okulun gerekliliğini savunanlardan mısınız?
- Herkes konservatuvar okumalı mı, okumamalı mı hálá arada kalıyorum. Konservatuvar bazı şeyleri kazandırırken bazı şeyleri de kaybettiriyor. Kendinizi koruyup okuldan çıkmanız çok zor. İster istemez hocanız gibi oluyorsunuz. Haliç Üniversitesi’nden mezunum, Müşfik Kenter’in öğrencisiyim. İyi bir öğrenci olduğum söylenemez. Müşfik Hoca’nın böyle bir müdahalesi yoktur, siz oynarsınız, o yorum yapar. Bu açıdan okulda hiçbir sorunumuz olmadı. Ama biraz duygusalsanız, çok ağlıyorsunuz. Biz de çok ağladık, çünkü zor geçiyor. Bir şekilde eğitim almak gerekiyor ama okul gerekli mi bilmiyorum.
n Dizi oyunculuğu hep eleştirilir. Siz kendinizi eleştirebiliyor musunuz?
- Bazen dizi oyuncularını çok ağır eleştiriyorlar. Benim de dizi izlerken eleştirdiğim oluyor ama sonra kendime "ne şartlar altında çalıştıklarını bilmiyorsun" diyorum. Gerçekten set şartları çok ağır. Mesela ben dizilerde oyunculuğumun yüzde 20’sini bile gösteremiyorum.
n Bu yaza başka projeler de sığdıracak mısınız?
- Ben bir seneliğine Amerika’da eğitim almaya gidecektim. Ama bu iş gelince erteledim. Özel hayat kısmında ise benim için her şey oyunculuğa hizmet ediyor. Yaşadığım ilişki, yolda yürürken, iyi ya da kötü bir haber alırken, sanki bir kamera varmış ve kendimi izliyormuşum gibi hissediyorum.
HANDE SORAL
Komedi Dükkanı’nda keşfedildim
n Armağan nasıl bir karakter?
- Armağan ya da dizide sıkça duyacağınız lakabıyla Armi, lise son sınıf öğrencisi. Erkek gibi büyümüş, sokaklarda futbol oynayan, bisiklete binen, agresif, çabuk parlayan ve haksızlığa tahammülü olmayan bir karakter. Hiç aşık olmamış bir kız. En küçük kız kardeşine çok bağlı.
n İlk kez bir dizide rol alıyorsunuz. Nasıl keşfedildiniz?
- "Komedi Dükkanı" programına seyirci olarak gittim. Seyircilerden birini sahneye istediler. Ben de hazır gitmiştim, çantam elimde bekliyordum. Birini istediklerinde çıktım sahneye. İzleyenler ve yönetmen de beğenince normalde beş dakika oynamam gerekirken, 45 dakika sahnede kaldım. Dizinin cast’ını yapan ajans şans eseri programı izleyince kendimi bu dizide buldum.
n Bu ilk oyunculuk deneyiminiz değil herhalde...
- Daha önce çocuk oyunlarında yer aldım. Tiyatro eğitimim de vardı ama oyunculuk istememe rağmen başka alana yöneldim. Üç aydır Plato Film’den oyunculuk eğitimi alıyorum. Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji okuyorum. Okuduğum bölüm de aslında oyunculuğa yabancı değil.
n Setleri nasıl buldunuz?
- Daha bir bölümlük bir tecrübem var ama çok yorucu olmasına rağmen sevdiğiniz için katlanıyorsunuz. Setten çıkıyorum, uyumadan okula gidiyorum.