KUBİLAY PEMBEKLİOĞLU
KUBİLAY PENBEKLİOĞLU 10 Mart 1967 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladıktan sonra 1990-1991 Öğretim Yılında Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Oyunculuk Anabilim dalını kazandım. 1995 yılında Dario Fo’nun “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü” adlı tez oyunumla mezun oldum. Oyunculuk Lisans Eğitimim sırasında Ankara Devlet Tiyatrosu (İyi, Budala, Bir Şehnaz Oyun, Giordano Bruno vs…) ve TRT Kurumu’nda Çocuk Ve Gençlik Dramalarında (Mavi Gezegen, Masallar, Uçan Balon bazıları) oyunculuk yaptım. Üniversite döneminde oyunculuk dersleri dışında Çocuk Draması ve Çocuk Tiyatrosu üzerine kapsamlı dersler aldım.(Sevinç Sokullu) Bunun üzerine gerek öğrencilik yıllarımda gerekse mezun olduktan sonra çeşitli ilk ve ortaöğretim okullarında (Aşye Abla Koleji, Evrensel Koleji, Anadolu Lisesi-Ankara; İstek Vakfı Bilge Kaan Koleji, Uğur Koleji-İstanbul) drama öğretmenliği yaptım. Temmuz 1997′de evlenip. Eşimin görevi dolayısıyla İstanbul’a yerleştim. Ekim 1997 Sezonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na oyuncu olarak başvurum kabul edildi. Halen ayını kurumda yevmiyeli oyuncu olarak oyuncu mesleğimi sürdürmekteyim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda “Kafkas Tebeşir Dairesi , Remeo ile Juliet, Barış, Hepsi Oğlumdu, Unutulan Adam, Seneye Bugün, Sarıpınar 1914, Düğün Ya Da Davul, Haydi Mars’a Gidelim, Krala Oyun (Ç.O)” adlı oyunlarda görev aldım. Bu arada reklam filmi, dizi film ve bir sinema filmi çalışmalarım da oldu.
Dizideki Karakteri
Akademinin müdürüdür. Çok zor ve maddi olanaksızlıklar içinde bir çocukluk geçirmistir. Gençlik döneminin maddi imkansızlıklarla geçmesi, onu son derece is odaklı biri yapmıstır.
Okul söz konusu oldugunda, gözü hiçbirseyi görmez. Disiplinli ve kurallara bağlıdır. O sert görünümlü adam, annesi söz konusu oldumu, tam bir ana kuzusuna dönüsür.
Bunda küçük yasta babasını kaybetmis olmasının büyük etkisi vardır. Annesiyle yaptığı telefon konusmaları meshurdur. Hit lafları: “Hersey kafada biter”, “Herkesin bir sabrı var”